Blog

Gücün Sessizliği, Zavallılığın Çığlığı

Aşağı kaydırın
Rafet ÇAĞLAR
Rafet ÇAĞLAR
Yazmak
  • Şehir:
    İstanbul | Ankara
  • Mobil:
    0552 224 55 00

2 Eylül 2025

07:42

Rafet ÇAĞLAR

Bugün sosyal medyada önüme bir paylaşım düştü. Bir partinin “bir şeyiymiş”… Görevini yapan bir polise yüksek sesle bağırıyor, “ben kimim biliyor musun?” diyerek kendini üstün göstermeye çalışıyordu. Aslında yeni bir şey değil; sık sık benzer videolarla karşılaşıyoruz. Kimisi bir vekil, kimisi bir makam sahibi, kimisi birilerinin tanıdığı… Ama hepsinin ortak yanı şu: kendini, başkasının gücüyle var etmeye çalışmak.

Bu tavır dışarıdan bakıldığında güçlü görünmüyor, tam tersine zavallı, aciz ve kalitesiz görünüyor. Çünkü kişi, kendi kişiliğiyle bir ağırlık koyamıyorsa, başkasının makamına sığınmak zorunda kalıyorsa aslında yok hükmündedir. İnsanların gözünde değer, koltukta değil, karakterdedir. Bugün yanında bir ünvan taşırsın, yarın o gider. Geriye ne kalacak? İşte o zaman ortaya çıkar ki, sen sandığın gibi “bir şey” değilmişsin.

Asıl ironik olan, bu görüntülerin kimler tarafından paylaşıldığıdır. Karşıt görüşten birisi böyle davransa, sosyal medyada kınamalar, alaylar, öfke paylaşımları ardı ardına gelir. Ama aynı davranışı kendi tarafında biri yaptığında ya sessizlik olur ya da haklı çıkarmaya çalışan bahaneler. Oysa burada mesele kim olduğun değil, ne yaptığındır. Bir toplum öz eleştiri yapamadığında, hatayı sadece karşı tarafta aradığında, aslında aynı döngüyü devam ettirmiş olur. Bugün başkasında ayıpladığını, yarın kendinde normalleştirirsin.

Ve bir de şu soruyu sormak gerekir: Sen “benim kim olduğumu biliyor musun?” diye çıkışıyorsun da, karşındaki kişinin kim olduğunu biliyor musun? Etiketi kıyaslayacaksan belki de senin etiketinden çok daha yüce bir etikete sahiptir; bu vatan uğruna canını feda etmiş bir şehidin torunu olabilir mesela. Ama işin özü burada da bitmez. Çünkü asıl mesele, kişinin taşıdığı etiket değil, sahip olduğu karakterdir. Belki de karşında duran insan, onurlu, vakur, gerektiğinde vatanı için gözünü kırpmadan canını ortaya koyacak biridir. Belki de senin hayatının güvencesi veya yarın uğrayabileceğin bir haksızlıkta seni hiç tanımadan yanında olabilecek biridir. Sen birinin “bir şeyi” olabilirsin; ama karşındaki kendi kişiliğiyle “birisi”dir. İşte asıl fark burada başlar.

Bir de şunu unutmamak gerekir: Gerçek güç gösteriş yapmaz. Gücü elinde tutan insan bağırmaz, kimseye kim olduğunu hatırlatmak zorunda kalmaz. Sessizdir, sakindir, ama ağırlığını hissettirir. İşte o vakur duruş, insana gerçek saygıyı kazandırır. Kadında zarafet, erkekte onur… Ama aslında her iki cins için de ortak olan şey; kişiliğin asaletidir. Zarif ya da vakur… Hangisi olursa olsun, bu duruş kişiye büyüklük katar, gösteriş değil.

Toplumun gözünde asıl saygıyı kazananlar; birilerinin “bir şeyi” olanlar değil, kendi emeğiyle, kendi duruşuyla var olanlardır. Kalite, bağırarak değil; durarak, sabrederek, dik durarak ortaya çıkar. Unvanlar, koltuklar, tanıdıklar gelip geçer ama karakter baki kalır.

Unutma: Gerçek ayrıcalık, senin kimin yanında durduğunda değil; nasıl bir insan olduğunda gizlidir.

BU YAZIYI DİNLE
Toplum içinde yayınlandı.
© 2025 Rafet ÇAĞLAR
Email: posta@rafetcaglar.com.tr
Bana yazın

    * I promise the confidentiality of your personal information