O gün Mergen, parkta oynarken bir çocuğun başkasının oyuncağını alıp kaçtığını gördü.
“Bu haksızlık!” dedi içinden.
Eve dönerken bile aklındaydı.
Annesine sordu:
— Neden bazı çocuklar kötü davranıyor?
— Belki onlar da öğrenmeye çalışıyordur, dedi annesi.
— Ama neden? Neden böyle davranıyorlar? Hemen öğrenmek istiyorum!
O gece yıldızlara baktı.
— Hadi ama... cevap verin artık!
Ama yıldızlar o gece sessizdi.
Sonra Bilge Baba geldi ve bir yıldıza dokundu.
Yavaşça bir geçit açıldı.
— Hoş geldin, Bekleyenler Yolu’na.
Mergen etrafa bakındı.
Bir sürü çocuk, banklarda oturuyordu. Hepsi düşünceliydi.
Kimi gözlerini kapatmıştı, kimi yere bir şeyler çiziyordu.
Mergen bir çocuğa sordu:
— Sen neyi bekliyorsun?
— Bir sorum var ama henüz cevabını duymadım.
— Nedir o?
— Neden en iyi arkadaşım artık benimle oynamıyor?
Mergen başka birine yaklaştı:
— Sen?
— Ben “babam neden hiç gülmüyor” diye sordum, ama cevap gelmedi.
Mergen hayret etti.
— Ama neden sadece bekliyorsunuz?
Bilge Baba yaklaştı ve elini Mergen’in sırtına koydu.
— Çünkü bazı cevaplar, hemen verilmez.
— Ama neden?
— Çünkü senin büyümeni beklerler, Mergen.
Bazı cevaplar ancak sabrın içinde olgunlaşır.
Mergen oturdu.
Elini defterine uzattı ama yazacak bir şey bulamadı.
İlk defa sessizliği dinlemeye başladı.
Yavaş yavaş içindeki sesler de durdu.
Ve birden…
Yıldızlardan biri yavaşça parladı.
Işık ona şöyle fısıldadı:
“Kimi insanlar, öğrendiği gibi davranır. Henüz iyi davranmayı öğrenememiş olanlar da vardır.”
Mergen gözlerini kapadı.
Bu cevap… kalbinin içine doğru aktı.
Defterine yazdı:
“Cevaplar bazen gelir. Ama önce seni bekler.”