MERGEN'İN MACERALARI<br />
Yıldızlara Soran Çocuk
MERGEN'İN MACERALARI
Yıldızlara Soran Çocuk

Gözlerimle Değil Kalbimle Gördüm

YILDIZLARA SORAN ÇOCUK
Aşağı kaydırın
Rafet ÇAĞLAR
Rafet ÇAĞLAR
Yazmak
  • Şehir:
    İstanbul | Ankara
  • Mobil:
    0552 224 55 00

Gözlerimle Değil Kalbimle Gördüm

Mergen'in Günlükleri
  • FİYAT:

    ÜCRETSİZ

  • YAZAR:

    RAFET ÇAĞLAR

  • OKUMA:

    TÜM SERİ

Sevgili Ebeveyn,

Bu masal, çocukların karşılaştıkları olayları dışarıdan görünene göre değil, içlerinde hissettikleri değerlere göre değerlendirmeyi öğrenmelerine katkı sağlar. Hızlı yargılamanın yerine empati ve sabır koymanın değerini anlatır. Masal sonunda birlikte düşünmeniz için sorular da eklenmiştir.

Giriş

Mergen bazı şeyleri görmeyi hiç sevmezdi.
Bir arkadaşının üzgün olduğunu, bir öğretmenin kızgın bakışlarını ya da birinin ağladığını görmek onu rahatsız ederdi.
Ama bir gün, gördüğü bir şeyi yanlış anladığında, “gözlerin bazen yanılır” gerçeğiyle yüzleşti.

Mergen’in Hayalinden İlham

Gece, yatağında kıpırdanarak yatarken kendi kendine fısıldadı:

— Acaba gördüğüm her şey, gerçekten gördüğüm gibi mi?..

Tam o sırada odasında bir ışık beliriverdi.
Bilge Baba, ay ışığı gibi yumuşak bir ifadeyle baş ucuna geldi.

— Gel bakalım Mergen. Seni Bilgelon’un derinliklerine götüreceğim bu gece...

Masal Başlıyor…

O gün okulda, Mergen en sevdiği kitabı getirmişti: “Yıldızlara Sorulan Sorular”.
Teneffüste kenarda oturmuş kitabını inceliyordu.

Biraz ötede sınıf arkadaşı Defne, yere düşen su şişesini almak için eğilmişti.
O sırada başka bir çocuk Defne’ye gülümsedi, ama Defne hiç tepki vermedi.
Sonra küt diye sandalyeye oturdu.

Mergen bunu görünce kendi kendine mırıldandı:

— Ne kaba davranıyor! Gülümseyene karşılık bile vermedi. Bir teşekkür yok, bir selam yok...

Tüm gün boyunca Defne’ye uzaktan baktı.
Onun “soğuk” biri olduğunu düşündü.

Akşam evde annesi, “Bugün okulda neler oldu?” diye sorduğunda Mergen,
— Biri var sınıfta, çok bencil bence, dedi.

O gece yıldızlara bakarken Bilge Baba yine geldi.
— Sanırım birini gözlerinle yargıladın, kalbini unuttun, dedi yumuşakça.
— Gel, seni Bilgelon’un bir derinliğine götüreyim.

Birlikte yıldızlardan birine bastılar ve bir odanın içine ışınlandılar.
Oda bir tür “gönül aynası odası”ydı.
Ortada dev bir ayna vardı ama sadece kalpten gelenleri gösteriyordu.

Bilge Baba bir düğmeye bastı.
Ayna, Defne’nin gününü göstermeye başladı.

Defne sabah uyanmış, annesinin sesiyle hazırlanmıştı.
Ama annesi o gün çok sessizdi. Çünkü Defne’nin dedesi hastanedeydi.

Okula geldiğinde kimseye belli etmek istememişti.
Su şişesini yere düşürmüş, ama eğilirken “şimdi ağlayacağım” diye düşünmüştü.
Gülümseyen çocuğu görmemişti bile; aklı, dedesinin ellerindeydi.

Mergen aynaya bakarken yutkundu.
— Ben... Onu hiç tanımadan, sadece gördüğümle karar verdim.

Bilge Baba elini Mergen’in omzuna koydu.

— Göz bazen sadece yüzü görür, ama kalp derinlikleri duyar.

Mergen defterini çıkardı. Titreyen kalemiyle yazdı:

“Herkesin görünmeyen bir hikâyesi vardır.”

Sabah okula gittiğinde Defne’nin yanına oturdu.

— Eğer konuşmak istersen, seni dinleyebilirim, dedi sessizce.

Defne gözlerinin dolduğunu saklamaya çalıştı ama sonra fısıldadı:

— Dedem hasta... Beni fark ettin mi?

Mergen başını salladı.
— Artık seni sadece gözümle değil, kalbimle de görebiliyorum.

Ne Öğrendik?

• Mergen sınıfta neyi yanlış anladı?
• Defne neden farklı davranıyordu?
• Bilgelon’da Mergen neyi gördü?
• Gözlerimizle değil de kalbimizle bakmak ne demek?
• Sen bugün biri hakkında karar vermeden önce ne düşündün?

© 2025 Rafet ÇAĞLAR
Email: posta@rafetcaglar.com.tr
Write me a message

    * I promise the confidentiality of your personal information